31 Aralık 2007 Pazartesi

Et Paçası



Kurban bayramı ertesinde bloglarda baya bir et yemeği tarifi verildi. Kurbanlık etleri değerlendirmek için güzel tariflerle karşılaşmak iyi oluyor. Ben de kurban bayramının son günü yaptığım ve bir Antep yemeği olan et paçasının tarifini vermek istedim. Et paçası adından da anlaşılacağı üzere kelle paçanın et ile yapılanı. Kelle yemeyenler için bir alternatif. Ben aslında uzun süredir haşlama yapmak istiyordum ve bu yüzden koyunun boynunu haşladım, eşim sade yemek istemediği için onun tabağını et paçası olarak hazırladım. Bense sade haşlama yemeyi tercih ettim. Bu yüzden malzeme miktarlarından ziyade yapılışını vereceğim sizlere.

Malzemeler:
Parça siyah et
Sarımsak
Nohut
Tuz,karabiber,limon
Arzuya göre salça veya pulbiber

Hazırlanması
Ben koyunun boynunu kullandım, tüm boynu iyice temizleyip düdüklüye yerleştirdim, 1 bardak önceden ısladığım nohutu ve üzerini 3 parmak geçecek kadar su ile doldurup kefi gelene kadar düdüklünün ağzını kapatmadan pişirmeye başladım. Kaynamaya yakın çıkan kefini kaşıkla alıp düdüklünün ağzını kapattım ve 1 saat kadar pişirdim(düdüklünüze göre bu süre değişir ama etin lif lif ayrılması için etin iyi pişmiş olması gerekiyor).
Et piştikten sonra ayıklayıp küçük küçük didikledim ve tekrar tencerenin içine attım
Bu aşamada eğer salçalı isterseniz salçayı sulandırıp tencerenin içine katmanız lazım. Ezdiğiniz sarımsak, tuz,karabiber,limon suyunu da tencereye ekleyin ve kısa bir süre daha pişirmeye devam edin.
Ya da dilerseniz benim yaptığım gibi tencereye hiç bir baharatı koymadan sadece haşlama et ve suyundan tabaklara alıp sarımsak,limon ve pulbiberini tabağa ilave edebilirsiniz.
Yanında pirinç pilavı ile yenilen bir yemek.

25 Aralık 2007 Salı

Vişneli Brovni - En tatlı Hediyeler



Etkinliklerin biri bitip diğeri başlıyor ve ben çoğunu kaçırıyorum artık. Zaten devamlı ziyaretime gelen arkadaşlarım yazdan beri sitemi çok fazla güncelleyemediğimi biliyorlar. Bildiğiniz gibi yaz içerisinde bir rahatsızlık geçirmiş ve mutfaktan uzak kalmıştım. Şimdi çok nadir yaptığım kek-kurabiye tarzı şeylerin haricinde sadece yemek yapmak için giriyorum mutfağa. O da haftada 1-2 gün ve yaptığım yemekler de her zaman burada yayımlayacağım türden olmuyor. Bir süre daha sanırım böyle gidecek. En geç şubatın ortasında 4 aylık bir izne çıkacağım, gerçi o zaman biraz daha "ağır :)" olacağım ve yine mutfakla pek ilgilenemeyeceğim ama blogumu kapatmayı, tamamen bırakmayı istemiyorum. Bazen basitte olsa yaptığım şeyleri buradan sizlerle paylaşmaya devam edeceğim inşallah.

Şimdi zamanı gelen etkinlik "En tatlı hediyeler", biliyorsunuz bu etkinlik dalgası Ayşe tarafından başlatıldı ve çok güzel bir şekilde devam ediyor. Bu sanırım 4. etkinlik ben ancak yakalayabiliyorum. Ev sahibi ise yaptıkları ve fotoğrafları ile hepimizi kendisine hayran bırakan sevgili Burçin. Ben ona kolaylıklar dileyerek aslında bu etkinlik için hazırlamadığım ama sonradan "neden olmasın" diye düşünüp biraz süsleyerek fotoğrafladığım brovniler. Tarif Oktay ustaya ait, içi ıslak güzel bir brovni ama maalesef hala Eti bu işi benden daha iyi yapıyor.

Vişneli Brovni
Malzemeler:
  • 180gr bitter çikolata
  • 1 su b.toz şeker
  • 100 gr tereyağı
  • 3 yumurta
  • 1 paket vanilya
  • 1 tatlı kaşığı kahve
  • 4 tepeleme yemek kaşığı un
  • 1 kase vişne (ben dondurulmuş vişnelerimden çok az kullandım ama daha fazla kullansam daha güzel olacakmış, bence vişne reçelinin tanelerini de kullanabilirsiniz ama o zaman şeker miktarına dikkat etmeyi unutmayın)
Hazırlanması:
  • Bitter çikolatayı ve tereyağını bir kaseye doğrayın, birlikte microdalga fırında veya benmari usulü eritin.
  • Yumurta ve şekeri çırpın. Vanilya ve kahveyi de ekleyip çırpın.
  • Erimiş olan tereyağı ve çikolatayı da ekleyip çırpın.
  • Unu da ekleyip karıştırın. (Tarifte yaklaşık 5 tepeleme yemek kaşığı diyordu ama bana 4 tepeleme yemek kaşığı yeterli geldi, siz kıvamına göre ayarlarsınız)
  • En son vişneden üzeri için biraz ayırıp diğerlerini hamura ekleyip karıştırın.
  • Fırın kabına boşaltıp (ben 22 cm.lik kelepçeli kalıp kullandım) ayırdığınız vişnelerle üzerini süsleyin. 165 derecede üzeri kuruyup içi yumuşak kalacak şekilde pişirin(yaklaşık 25 dk.).

19 Aralık 2007 Çarşamba

Bayram tebriği

Tüm islam aleminin mübarek Kurban bayramını en içten dileklerimle kutlarım.

Blogcu arkadaşlarımı ziyaret edip tek tek bayram tebriği yazamıyorum. Bu vesile ile herkesin bayramını buradan kutluyorum.

7 Aralık 2007 Cuma

Güzel bir aparatif



Dün işten eve dönerken şöyle güzel bir domates sosu hayali kurdum. Buzdolabında bekleyen, yazdan hazırladığımız yarım kavanoz domates konserversi* de vardı. Ama tabi bu domates sosunu birşeye bağlamak gerekir diye düşündüm, makarna, kızartma v.b. birşeye. Hem mutfakta çok durmak istemediğimden hem de bitirilmeyi bekleyen Alaca çorba olduğundan sosu hazırlayıp içine biraz kaşar rendeleyip ekmeğin üzerine sürerim diye düşündüm. Buzdolabını açtığımda dolapta bekleyen yufkayı görünce hemen kafamda yukardaki şekil oluştu. Ve bu aparatifi hazırladım. Çok lezzetli ve çok pratik oldu.

Bunun için öncelikle bir tavaya biraz zeytinyağı koyup üzerine bir diş sarımsak ve küçük bir adet biberi halka halka doğradım. Yazdan közletip buzluğa kaldırdığım kırmızı biberlerden de bir parça doğradım ve hepsini ateşte çevirdim. Üzerine domates konserversinden 4 kaşık kadar koyup pişirdim. Ben tatlandırmak için baharat olarak karabiber, pulbiber ve kuru fesleğen kullandım. Bu sırada yufkanın yarıçapı uzunluğunda 10 cm. genişliğinde şeritler kestim (yufkanın tamamını kullanmadım) ve bir kenarına kaşar peyniri koyup muska şeklinde katladım. Teflon tavada tereyağı ile iki tarafını da kızarttım. Bu böreklerin üzerine domates sosunu döküp yemek için sabırsızlandığım sırada fotoğrafını çektim :)

* Domates konserversini yazdan aldığımız güzel domateslerle babam hazırladı. Soyup robottan geçirdiği domatesleri(aslında soyulmasa da olur) ocağa aldı, kaynamaya başladığını görünce altını kapattı (çok az tuz atarak). Sıcakken kavanozlara doldurup ağzını sıkıca kapattı.

3 Aralık 2007 Pazartesi

Zeytin piyazı



Bu piyaz, Gaziantep'de sabah kalvaltılarında yenir ve çok sevilir. En büyük farkı tabii ki kullandığımız zeytin. Zeytinin şimdi tam zamanı. Alınan yeşil zeytinler taş ile kırılır ve çekirdekleri tek tek ayıklanır. Sonra bir kaba alınarak hergün suyu değiştirilip tatlandırılır. Tatlanan zeytinin üzerine tuzlu su yapılarak serin bir yerde bütün kış muhafaza edilerek tüketilir. Tüketim yerleri bu şekilde kahvaltılık olarak bir de zeytin böreği yaptırılarak. Zeytin böreği tarifini bu kış veririm inşallah şimdi kahvaltılara güzellik katan bu piyazın tarifini vermek istiyorum:

Bir kaseye alınan kırık zeytinler sudan geçirilir. Üzerine maydanoz, taze veya kuru soğan doğranır (ben taze soğan ve küçük kuru soğan olmadığı için koymadım, yerine sivri biber ekledim). Biraz sumak, pulbiber ve limon ile tatlandırılır. Zeytininize göre biraz da zeytinyağı ekleyebilirsiniz.

Bunlar da ilginizi çekebilir:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...