29 Temmuz 2010 Perşembe

Bursa'dan Kalan Lezzetler...

Malum.. Bursa, Gaziantep kadar geniş mutfak kültürüne sahip değil. Ama tattığımız güzel lezzetlerden bahsetmesem olmaz.

İlk gün Çiğdem bana daha önce hiç yemediğim enginarı pişirmişti. Gaziantep'de pek bulunmadığı için (bazı marketlerde konservesi var ama onları almak istemedim) hiç deneme imkanım olmamıştı. Yemek güzeldi, ama işin açığı bloglarda çok övülen enginar lezzetini alamadım. Bence öyle aman aman aranacak bir sebze değil. Ama faydası için imkan buldukça yemeli tabi:)



Arkasından birkaç türbe gezdikten sonra Haraççıoğlu Medresesinde soluklandık. Dibek kahvelerimiz çok güzeldi. Bu kahvenin özelliği mangalda ısıtılan kumun üzerinde tek kişilik bakır cezvelerde pişmesi. Eee bu şartlarda lezzetini tahmin edersiniz...



2. günümüzde Çiğdem bize çok güzel bir kahvaltı sofrası hazırladı. Karadenizden gelen mısır unu ve Gaziantep'den getirdiğim antep peyniri ile yaptığı kuymağı ilk kez yedim. Börekçi Aziz'in kıymalı poaçaları ve tahinli pidesi, çiğdemin birbirinden güzel çeşit çeşit reçelleri ile yoğun geçecek günümüze sıkı bir hazırlık yaptık.



Akşam yemeğimizde Bursa'nın Pideli köftesini tatma imkanı bulduk. Temiz-nezih mekanı ve cana yakın karşılaması ile Hacıbey kebapçısı kuruluşu olan Yeşil Köfte'de hem lezzetli köftelerimizi yedik hem şıra içtik.

Ertesi günler yediklerimizin fotoğrafı yok maalesef:) Ama lezzetleri bahsedilmeyi hakediyor...

Kozahan'da oturup koruk suyu eşliğinde cevizli lokum,
Çiğdem'in tadı damağımda kalan yalancı çerkez tavuğunu,
Kebapçı İskender'de harika İskender kebabı
ve cantık yedik.

Çerkez tavuğu ve koruk suyu denenecekler listemde. En kısa zamanda yapıp sizinle de paylaşmak istiyorum.

Ve tüm bu lezzetlerin yanı sıra Bursa için önerilerim...

Teleferikle Uludağ'a çıkmak (biz yapamadık maalesef:( )
Tarihi çarşılarından havlu(özellikle ayak havluları çok güzel) ve bol çeşitli-kaliteli eşarplarından almak
Bıçak almak (biz unuttuk almayı, Çiğdem haberin olsun ;) )



Ve dönüşte Sabiha Gökçen..

27 Temmuz 2010 Salı

Yeşil Bursa

Geçen hafta uzaklara, güzel arkadaşlarımızın yanına tatile gittik. Önce 2 gün Gebze-Darıca ziyaretimiz oldu. Eşimin üniversiteden arkadaşına misafir olduk. Darıca küçük, güzel bir ilçe. Sahilinde gezip deniz havası aldık. Kısa ziyaretimizden sonra Bursa otobüsüne binip Bursa'ya geçtik. Otobüs Darıca-Yalova arasını araba vapuru ile geçti. Seyahatin içine vapur da girince daha zevkli oldu.



Bursa'da bizi Çiğdem misafir etti. Çiğdem'le dostluğumuz blog sayesinde oldu. Geçen sene ekimde Gaziantep'e geldiğinde tanışmıştık yüzyüze. Ama 1 sene bile geçmeden dostluğa dönüştü arkadaşlığımız. 4 gün Çiğdem'in evinde maaile misafir olduk. Çiğdem bize evsahipliğinin de ötesinde resmen annelik yaptı, üstelik hasta olduğu halde, üstelik çalıştığı halde. Biz ailecek bu durumdan o kadar etkilendik ki duygularımı kısacıkta olsa buradan da yazmak ve tekrar teşekkür etmek istedim.

Bursa çok güzel bir şehir, biz çok sevdik. Genelde tarihi türbe, medrese ve camiilerini gezdik. Maneviyatı ve güzelliği bol bir şehir.

Ulu camii, Emir Sultan, Yeşil Türbe ve camii, Tezveren Efendi, Somuncu baba, Osman Gazi ve Orhan Gazi türbeleri, Haraçcıoğlu medresesi, Muradiye medresesi şuanda aklıma ilk gelenler.

Ayrıca son gün Bursalı blogcularla da biraraya geldik. Uçağa yetişmek zorunda olduğumuzdan kısa oldu ama çok güzel bir buluşmaydı. Bursa'lı blogcular çok maharetli maşallah, boş gelmemiş, el yapımı güzel hediyeler getirmişlerdi.

Lafı daha fazla uzatmadan çektiğimiz yüzlerce fotoğraftan seçtiklerimi paylaşmak istedim..
























15 Temmuz 2010 Perşembe

Kayısı Marmelatlı Kek



Marmelatlara fena sardım şu sıralar. Evdeki fazla kayısıları değerlendirme maksatlı yapmıştım kayısı marmelatını aslında ama o kadar güzel oldu ki, bu keke koyduğumu öğrenince eşim bunu kekin içine koyup heba etme bir daha dedi (kek kötü olduğundan değil, marmelat çok güzel olduğundan:) Kekin üzerine veya ekmek üzerinde yemek için ve hatta kaşık kaşık yemek için harika oluyor.

Yaptığım marmelatları daha önce tarifini verdiğim çilek marmelatı gibi yapıyorum. Yarım ölçü şeker ve sadece 5 dk. kaynatma. Eğer fazla miktarda yapıyorsanız sıcakken kavanoza koyup ağzını sıkıca kapatıp ters çeviriyorsunuz. Soğuduktan sonra kolayca açamıyorsanız eğer marmelatınızı uzunca bir süre saklayabilirsiniz demektir. Ağzını açtıktan sonra buzdolabında saklamayı unutmayın!

Marmelatın etkisi ile mi bilmiyorum, içi yumuşak, lezzetli bir kek oldu.

Kayısı Marmelatlı Kek

Malzemeler:
  • 3 adet yumurta (yumurtalar küçükse 4 tane de olur)
  • 1 bardak şeker
  • 1/2 su bardağı kayısı marmelatı
  • 1/2 su bardağı süt
  • 3/4 su bardağı sıvıyağ
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket kabartma tozu
  • Aldığı kadar un (3-3.5 su bardağı kadar)
Hazırlanması:
  • Yumurta ve şeker, şeker eriyene kadar mikserle çırpın.
  • Üzerine sırasıyla marmelat, süt ve sıvıyağı koyarak çırpmaya devam edin. Vanilyasını ekleyin.
  • Un, kabartma tozunu bir kapta eleyip karıştırdıktan sonra sıvı karışıma döküp bir kaşıkla karıştırın.
  • Yağladığınız kalıba döküp 180 derece fırında yaklaşık 40-45 dk. batırdığınız bıçak temiz çıkana kadar pişirin.
Notlar:
  • Ben bu kek için yeni aldığım silikon kek kalıbımı kullandım. İlk kullanım olduğu için fırça ile sıvıyağ sürdüm. Ama normal kek kalıplarında hep katıyağ kullanırım. Keki rahat çıkarabilmek için kalıbı margarin ile yağlamak en iyisi.
  • Kalıptan rahat çıkarabilmek ve düzgün dilimlemek için kekin kalıpta soğumasını beklemelisiniz. Ben fırından çıkarır çıkarmaz ıslak bir bezin üzerinde tezgaha koyarım kalıbı, ilk sıcaklığı geçtikten sonra kalıptan kolayca çıkar. Ama dediğim gibi artık silikon kalıbım var, böyle bir sorunum kalmadı:)
  • Kek karışımının bir kısmını ayırıp kakao katabilirsiniz. Ben kako kattıktan sonra kıvam koyu olduğu için biraz da süt ekledim.
  • Kalan sade karışıma dövülmüş ceviz ekledim.

6 Temmuz 2010 Salı

Patlıcan Tavası

Diğer posta gelen yorumlarda teknik bir sorun oluştu, onay veremiyorum. O yüzden yeni bir post açtım. Diğerine yorum yapan arkadaşlardan özür diliyorum.



Yazın en çok tüketilen sebzelerinden biri patlıcan. Bu hali ise kızartması ile yapılan şakşukaya harika bir alternatif. Üstelik yağı azaltılarak diyet yemeği olarak bile tüketilebilir. Ama yağ azaldıkça lezzetinin de azalacağını unutmamak gerek.



Patlıcan Tavası

Malzemeler (2 kişilik):
  • 1 adet kemer patlıcan
  • 1 adet soğan
  • 1 adet domates
  • 1 adet dolmalık biber
  • 3-4 diş sarımsak
  • 1 tatlı kaşığı karışık salça
  • 1/2 çay bardağı zeytinyağı
  • 1/2 çay bardağı su
  • tuz, karabiber, pulbiber
Hazırlanması:
  • Patlıcanı alacalı soyup kızartmalık gibi halka halka doğrayın
  • Soğanı halka halka doğrayın
  • Domates ve biberi dörde bölüp doğrayın
  • Sarımsakları 2-3 parçaya doğrayın
  • Tüm malzemeyi yayacak büyüklükte bir tepsiye alın
  • Bir kasenin içinde salça, tuz ve baharatların üzerine suyu ve zeytinyağını ekleyip karıştırın.
  • Sosu malzemenin üzerine döküp elinizle harmanlayıp tepsiye yayın (patlıcanlar üst üste gelmesin)
  • 190 derece ısıtılmış fırında arada karıştırarak pişirin.
  • Sıcak veya soğuk servis edebilirsiniz.

Bunlar da ilginizi çekebilir:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...