15 Aralık 2010 Çarşamba

Yoğurtlu Krep



Evde süt olmadığı zaman denedim krep e yoğurt koymayı. Artık göz alışkanlığı da olunca hangisi elimin altındaysa onu koyarak yapıyorum. Siz de süt olmadığı zaman krep yapmaktan vazgeçmek istemiyorsanız yoğurt ile deneyebilirsiniz. Hiç bir farkı yok.

Yoğurtlu Krep

Malzemeler(3-4 adet):
  • 2 yumurta
  • 3 yemek kaşığı yoğurt
  • 3-4 yemek kaşığı yoğurt suyu (ekşi ise sadece su da olur)
  • 4 yemek kaşığı un
  • 1 çay kaşığı kabartma tozu
  • 1 silme çay kaşığı tuz
  • 2 çay kaşığı şeker
Hazırlanması:
  • Yumurtayı kaseye kırıp çatal veya çırpma teli ile çırpın
  • Üzerine yoğurdu ekleyip pürüzsüz kıvama gelene kadar çırpmaya devam edin
  • Ekşi değilse eğer yoğurdun suyundan veya içme suyu ekleyip çırpın
  • Ununu da ekleyip pürüzsüz kıvama gelene kadar çırpın
  • Kabartma tozunu, tuzu ve şekeri ekleyip karışana kadar çırpın.
  • Yapışmaz tavaya 1 çay kaşığı tereyağı ekleyip eritin, yağı tavanın her yerine dağıttıktan sonra krep hamurundan 1 kepçe tavanın ortasına dökün. Tavayı yanlara eğerek hamurun tavaya yayılmasını sağlayın
  • Bir tarafı kızarıp piştikten sonra diğer tarafını da bir spatula ile çevirip pişirin.
  • Her yeni krep için tavaya 1 çay kaşığı yağ ekleyin
Notlar:
  • Krep hamuruna hem tuz hem şeker koyduğum için tuzlu yiyeceklerle de şekerli yiyeceklerle de yenilebilir
  • Kabartma tozu kullanmayabilirsiniz ama kullanırsanız daha güzel olur.
  • Daha kalın pişirerek aynı hamurdan pancake yapabilirsiniz
  • Krep hamurunu pişirip sarma börekler hazırlayabilirsiniz. Daha önce yaptığım börek tarifi için tıklayın.

10 Aralık 2010 Cuma

Simit Kebabı



Simit kebabı bir çeşit kıyma kebabı. Yağlı kıymanın içine ıslatılmış ince bulgur (Gaziantep'deki ismiyle simit) da konuyor. Kilis'te ismi Oruk diye geçiyor.

Bu kebabı kıyma kebabı gibi mangalda yapabileceğiniz gibi evde fırında da yapabilirsiniz. Ben eve yemeğe gelen misafirlerime fırında pişirdim ve gerçekten çok lezzetli oldu.

Simit Kebabı

Malzemeler (12-14 kişilik):
  • 1.5 kg. yağlı kıyma
  • 1 su bardağından 1 parmak fazla simit (ince bulgur)
  • 1/2 su bardağı ılık su
  • 1 soğan
  • 5 diş sarımsak
  • 2 tatlı kaşığı nane
  • 1 çay kaşığı karabiber
  • 2 tatlı kaşığı köfte baharatı veya kimyon
  • 2 tatlı kaşığı kırmızı biber
  • tuz
  • 1 tane kebap şişi
Hazırlanması:
  • Bir kasenin içine simiti ve malzeme listesindeki baharatları koyup üzerine suyunu dökün.
  • Soğanları çok ince doğrayın, sarımsakları rendeleyin veya ezin.
  • Bir tepsi içine aldığınız kıymanın üzerine soğan, sarımsak ve tuzunu ekleyin.
  • Suyunu çekip soğuyan simiti kıymanın üzerine ekleyip tüm malzemeyi yoğurun
  • Yarım saat kadar dinlendirin
  • Mangalda yapacaksanız eğer şişlere saplayıp kıyma kebabı gibi pişirebilirsiniz
  • Fırında pişirmek için fırın tepsisine yağlı kağıt serin. kebap şişine geçirdiğiniz kıymayı fırın tepsisine şişten çekerek dizin
  • 190 derece ısıtılmış fırında pişirin.
Bu da o güne ait masamızdan bir görüntü. Aslında masa bu hali ile çok eksik. Masa örtüsü, runner, peçeteler ve halkalar Çiğdem'in hediyesi. Çok şık bir set. Kullanmak ancak kısmet oldu. Daha detaylı hazırlayıp fotoğraflamak isterdim ama şimdilik böyle sade halini çekebildim. Kendisine bir kez daha burdan teşekkür ederim. Evimin her detayını en az benim kadar düşünen sevgili arkadaşıma..

25 Kasım 2010 Perşembe

Ciğer Kavurması & Maydanoz-Soğan Piyazı




Gaziantep' de et yemekleri kadar sakatat yemekleri de çok seviliyor. Özellikle ciğer kavurması bunların başında gelir. Ben şahsen ciğeri ömrümde bir elimin parmak sayısını geçecek kadar yememişimdir ama kayınvalidemin yaptığı ciğer kavurması gerçekten çok güzel oluyor. Öyle ki dün yaptığı bu ciğere ben bile dayanamadım ve tabağın büyük bir kısmını lavaş (bizim burda açık ekmek denir) ve piyazla birlikte yedim.

Piyaz hakkında bilgi verecek olursam, böyle kavurma veya kebapların yanına mutlaka yapılır. Pide içine dürüm edilen kebapla birlikte piyazda konur ve ayranla birlikte yenir.

Ciğer Kavurması

Malzemeler
  • 1 adet koyun akciğeri
  • 1 adet koyun karaciğeri
  • Ciğerlerin etrafındaki iç yağ veya bir miktar kuyruk yağı (tercihan kuyruk yağı, hem daha sağlıklı hem daha lezzetli)
  • Ciğerin miktarı kadar soğan (burdaki miktar ciğerleri doğradıktan sonra bir kaseyi dolduruyorsa eğer doğranınca aynı kaseyi dolduracak kadar da soğan)
  • Tuz
  • 1 tatlı kaşığı karabiber
  • 2 yemek kaşığı pul biber
  • 1 yemek kaşığı salça (biber+domates karışık)
Hazırlanması
  • Akciğeri et makinasının büyük delikli ağzı ile çekin. Karaciğer yumuşak olduğu için onu bıçakla küçük küçük doğrayın
  • Kavurmayı yapacağınız tencerede önce kuyruk yağını eritin. Üzerine akciğeri atıp arada karıştırarak kavurun
  • Kavrulan akciğerin üzerine karaciğeri atıp kavurmaya devam edin (akciğer sert olduğundan daha geç kavrulur, karaciğer çabuk kavrulur)
  • Soğanları dörde bölüp 1/4 hakla gibi doğrayın (çok küçültmüyoruz ki eriyip gitmesin)
  • Ciğerlerin üzerine soğanları ekleyin, tuz, karabiber, pul biber ve salçasını ekleyip soğanlar yumuşayıncaya kadar kavurun
  • Sıcak olarak lavaş, piyaz ve ayran ile birlikte servis edin.(Çok sıcak olması önemli, soğuyunca güzel olmaz)
Maydanoz-Soğan Piyazı

Malzemeler:
  • Maydanoz
  • Soğan
  • Limon, tuz, kuru sumak ekşisi
Hazırlanması:
  • Maydanozu minik minik, soğanları halka halka doğrayın
  • Üzerine limon sıkın, kuru sumak ve tuz ekleyip karıştırın
  • Kebaplarla birlikte servis edin.

23 Kasım 2010 Salı

Susamlı Çörekotlu Tuzlu Kurabiye



9 günlük yoğun bir tatil geride kaldı. Bayram öncesi, sonrası ve bayramın kendisi de misafir ağırlamalar ve gezmelerle geçti. Şimdi artık eski düzenimize dönüyoruz. Şu sıralar evdeki işlerle ilgili bazı kararlar aldım. Yapılacak işler belli sonuçta ama akşam olunca yorgunluğa yenik düşebiliyor insan. Böyle olunca da işler birikiyor. Birikince altından kalkması daha da zorlaşıyor. Şimdi artık işlerimi günlük plana koyup ona göre daha düzenli olmaya çalışıyorum.

Tuzlu kurabiye bayramdan önce vermek isteyip fırsat bulamadığım bir lezzet. Nedense misafir için hep tatlılara çalışır aklımız da tuzlu olunca bir kısır bir börekten öteye çok geçmez seçenekler (özellikle kendim için diyorum). Bu tuzlu pasta da kıyır kıyır güzel bir seçenek olarak arşivimde bulunsun istedim. Yağ miktarı fazla gelebilir ama çıkan pasta sayısı baya fazla.

Susamlı Çörekotlu Tuzlu Kurabiye

Malzemeler
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • 1 paket margarin
  • 1 su bardak yoğurt
  • 2 tane yumurta
  • 1 paket kabartma tozu
  • Aldığı kadar un
  • tuz, isteğe göre kırmızı biber
  • Üzeri için: 1 yumurta, susam, çörekotu
Hazırlanması
  • Önce sıvı malzemeleri yoğurma kabına alıp karıştırın. Üzerine ununu ve kabartma tozunu ekleyip yoğurmaya devam edin. Kıvamı, ele yapışmayan ama yumuşak bir hamur olacak
  • İster merdane ile açıp kalıpla şekil vererek ister kopardığınız parçaları(büyük parçalar olmasın, küçük daha iyi oluyor) önce uzun şerit yapıp sonra uçlarını birleştirip halka yaparak şekil verin
  • Bir tabakta çırptığınız yumurtaya yüzünü batırıp bir kapta karıştırdığınız susam+çörekotu karışımına bulayıp yağlanmış tepsiye dizin
  • 170 derece fırında iyice kızarana kadar pişirin.

25 Ekim 2010 Pazartesi

Kazan Kebabı



Değerli misafirlerimizi bu sabah yolcu ettik. Çok güzel bir 5 gün geçirdik. Tam Antep usulü yeme-içme ve gezme üzerineydi daha çok geçirdiğimiz saatler. Şanlıurfa ve Halfeti'ye gittik. Ciğerden patlıcan kebabına, yuvalamadan içli köfteye lahmacuna, katmerden baklavaya billuriyeye özel Antep lezzetlerini yedik birlikte. Eve dönünce yemesi için dolma ve kereviç hazırladım. Ben de hala getirdiği kemal paşaları ve balkan pazarından alınmış leziz kahveli kurabiyeleri-gofretleri yiyorum.

Reklamlardan sonra tarife geçelim..

Kazan Kebabı'nı babam yaptı. Ben taze patlıcan dolmasını sevmediğim için biraz tereddütlü baktım tadına ama taze patlıcan dolması gibi değil kesinlikle. Çok lezzetli bir yemek. Pirinç pilavı ile birlikte harika oluyor.



Kazan Kebabı

Malzemeler:
  • 400 gr. patlıcan (sap kısmı temizlenmiş)
  • 150-200 gr. orta yağlı kıyma
  • 1/2 + 1/2 yemek kaşığı salça (yarım kaşık ete yarım kaşık suyuna konuyor)
  • 1 adet soğan
  • 1 adet domates
  • tuz, karabiber
Hazırlanması:
  • Eğer Antep Patlıcanı gibi küçük patlıcan kullanıyorsanız patlıcanın alt kısmından boyuna 2 tane kesik atın ama baş kısmında ucunu kesmeden bırakın. Uzun patlıcan kullanıyorsanız patlıcanda 2-3 parmak aralıklarla enlemesine kesikler atın, ucunu tam kesmeyin, bağlantılı kalsın.
  • Etin içine tuz,karabiber, yarım kaşık salça, ince doğradığınız soğanı ekleyip yoğurun.
  • Etten ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp yuvalayıp biraz bastırın, patlıcanların yarık kısımlarına bu etleri sıkıştırıp yayvan bir tencereye yerleştirin. (Etiniz artarsa domatesleri de aynı şekilde yapıp koyabilirsiniz. Biber koymak isterseniz aynı dolma gibi içini oyup eti içine doldurun)
  • 1 dometesi rendeleyip tencereye ekleyin.
  • 1/2 kaşık salçayı 1 kase suda eritip tencereye ekleyin.
  • Yemeğin suyunu patlıcanların üzerini örtecek şekilde ayarlayıp ocağa koyun.
  • Piştikten sonra pirinç pilavı ile servis edin.

11 Ekim 2010 Pazartesi

Bebekli Mutfak artık Ra Mutfakta - Hoşgeldin Rabia



Nihayet beklediğimiz süreç tamamlandı. Aslında olayın başlangıcı çok daha eski. Uzun bir süredir Rabia'yı yeniden bloga döndürmeye çalışıyorduk. Ama bilirsiniz, bir kere ara verildi mi dönüş zor olur. Hele de bu süre 2.5 yıl gibi bir süreyse.

Ama artık o da aramızda, hem de çok güzel bir tasarımla. Ve güzel tarifleri ile aramızda olacak. Yeniden girdiği bu blog alemine daha kolay adapte olması için sizin ona bırakacağınız güzel yorumlarınızı bekliyorum.

Hoşgeldin güzel dostum..

28 Eylül 2010 Salı

Yenilebilir Sanat

İki haftasonu şeker hamuru ile pasta yaptık. 3-4 yıl önce dostum Rabia ile şeker hamurlu pastalar yapmıştık, eski ziyaretçilerim hatırlayacaktır. Bu işi çok sevsekte daha sonra araya giren zamanda yapma imkanı bulamadık.

Bu pastaları yengem Figenle birlikte yeğenim Tunahan ve Figen'in yeğeni Ali Efe için yaptık. Sonuç bizim için oldukça heyecan verici oldu.

Ve bu işi ilerletip daha fazla pasta yapmak istediğimize karar verdik. Eğer siz de Gaziantep'de yaşıyor ve böyle pasta ve kurabiyeler yaptırmak istiyorsanız bize aintabsofrasi(at)gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Sünger Bob


Kayıp Balık Nemo





Kurabiyeler





Doğum Günü masamızdan görüntüler..

23 Eylül 2010 Perşembe

Perişan Kurabiye



Kurabiyeler bayramdan kalma. Abimin eşi Figen yaptı. Ben çok beğendim sizinle de paylaşmak istedim.

Düzgün şekil verilmediği için adı perişan kurabiye.

Perişan Kurabiye

Malzemeler:
  • 1 paket margarin
  • 2 yumurta
  • 1 su bardağı şeker
  • Aldığı kadar un
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket kabartma tozu
  • Kuru üzüm, ceviz, fıstık
Hazırlanması:
  • Oda sıcaklığında yumuşamış margarinle yumurta ve şeker karıştırılır. Üzerine yumuşak bir hamur olacak kadar azar azar un ilave edilip yoğrulur. Vanilya ve kabartma tozu eklenir.
  • Hamura kuru üzüm, ceviz ve fıstık eklenip yoğrulur
  • Ceviz büyüklüğünde parçalar alınır avuç içinde sıkılıp yağlanmış tepsiye dizilir
  • 180 derece ısıtılmış fırında kızarana kadar pişirilir.

16 Eylül 2010 Perşembe

Yoğurtlu Avakado Dip




Avakadoyu arada markette denk geldiği zamanlarda oğlum için alıyorum. Sarımsaklı, limonlu salatasını yapıyordum ama bu sefer biraz eklemeler yapmak, değişik birşey ortaya çıkarmak istedim. Sonuç eşimin ve benim o kadar hoşumuza gitti ki tam buğday unlu ekmeği banarak anında bitirdik. Neyse ki tadına bakmadan önce fotoğrafını çekmişim dedim bittikten sonra. Çünkü paylaşmaya değecek bir tat.

Yoğurtlu Avakado Dip



Malzemeler:
  • 1 adet avakado
  • 1 tutam maydanoz
  • 1 küçük diş sarımsak
  • tuz, limon suyu
ayrıca;
  • 2 kaşık yoğurt
  • 1 küçük diş sarımsak
  • tuz

Hazırlanması
  • Maydanozu ve Avakadoyu soyup minik minik doğrayın
  • Üzerine sarımsağı rendeleyin, limon suyunu sıkın ve tuzunu atıp karıştırın.
  • Bir kaseye ortası boş kalacak şekilde yerleştirin
  • Yoğurda sarımsağı rendelip tuzunu atıp karıştırın
  • Kasenin ortasına yoğurdu koyup nane ile süsleyerek servis edin

13 Eylül 2010 Pazartesi

Firik Salatası



Ramazandan kalma bir tarif bu. Sahur'a gelen misafirlerime doyurucu birşeyler yapmak istediğimden Çiğdem'de gördüğüm bu firik salatasını denedim.

Yapılışı çok kolay, daha önce tarifini verdiğim şekilde firik pilavı hazırlanıyor, soğuduktan sonra nar ekşisi ve arzu ettiğiniz yeşillikler doğranıp karıştırılıyor ( ben sadece maydonoz koydum).

Sözün özü, çay yanına doyurucu birşeyler hazırlamak istediğinizde kısıra alternatif nefis bir salata.

Firik Salatası

Malzemeler:
  • 1 su bardağı firik
  • 1 su bardağı bulgur
  • 1 kuru soğan
  • 1 yemek kaşığı salça
  • 4,5 bardak su
  • 1 bağ maydonoz
  • zeytinyağı, tuz, karabiber, nar ekşisi
Hazırlanması:
  • Soğanı yemeklik doğrayıp zeytinyağında soldurun.
  • Üzerine salçasını ekleyip kavurun
  • Firiği ayıklayıp (içinde taş olabilir) bir kapta bulgurla karıştırıp tencerenin içine aktarın. Kısa bir süre kavurduktan sonra üzerine suyunu, tuz ve karabiberini ekleyin.
  • Kaynamaya başlayınca ocağın altını kısıp suyunu çekene kadar pişirin.
  • Pilav soğuduktan sonra geniş bir kaseye alın. Üzerine nar ekşisi ve maydanozu doğrayıp ekledikten sonra servis edin.
Notlar:
  • Nar ekşisi yoksa limon da kullanabilirsiniz.
  • Maydanozla birlikte dilerseniz dereotu da ekleyebilirsiniz.

7 Eylül 2010 Salı

Bir mutluluk, uzaklardan gelen...

Son bir kaç yıldır pastalarımızı, cupcakelerimizi, kurabiyelerimizi şeker hamuru ile süsleyerek misafirlerimize ikram etmek-hediye etmek çok gözde oldu. Yıllardır bloglarını takip ettiğimiz birçok arkadaşımız var bunu işe dönüştüren. Ve gerçekten çok güzel çalışmalar yapanlar da var.



Ama benim şahsen kurabiye ve cupcake diyince ilk olarak aklıma gelen isim (uzun süredir ilgi ile takip ettiğim) Pastanbul yani Didem Akben. Hem emek verdiği ürünler gerçekten çok güzel olduğu için hem de her yaptığı ürün setinde mutlaka değişik, farklı tasarımlar ortaya koyduğu için.

Bundan kısa bir süre önce çok kısa bir diyalogumuz oldu Didem ile. O sadece içinden geldiği için bana bayramlık şeker kurabiyelerinden göndermek istedi. Ben ne kadar yoğun olduğunu tahmin edebildiğim için mahçup oldum ama çooook da mutlu oldum. Bugün aldım paketini. Özenle yapılmış paketi açmaya kıyamadım bir süre. İçindeki tüm renkler görünsün diye hepsini çıkarıp fotoğrafladım sonra. (Paketli fotoğrafı cep telefonumdan dolayı bozuldu, onu koyamıyorum o yüzden)



Hem tekrar teşekkür etmek istedim hem de bu güzellikleri sizlerle de paylaşmak istedim..

6 Eylül 2010 Pazartesi

Yoğurtlu Makarna / Yalancı Mantı - Gaziantep Usulü



Yalancılardan gidiyoruz bakalım..

Gaziantep'de yoğurtlu yemeklerin çeşitliliğini artık öğrendiniz sanırım. Bu yemekte Türkiye'de bir çok çeşidi bulunan mantının Gaziantep versiyonu olan Börek çorbası gibi yapılıyor. Ama hamuru evde yapılmayıp makarna kullanıldığı için yalancı mantı da deniyor.

Sulu yemek oluyor bu yemek. Kuşbaşı et ile yapılabilir ama ben tavuğu daha çok yakıştırıyorum. O yüzden annem gibi tavuklusunu yaptım ben de.

Yoğurtlu Makarna / Yalancı Mantı

Malzemeler:
  • 1/2 paketten biraz eksik makarna (mantı, midye veya yüzük şeklinde olanlardan)
  • 2 adet tavuk kalça
  • 3,5 su bardağı yoğurt (süzme yoğurt kullanıyorsanız eğer daha az kullanın)
  • 1 yumurta
  • 1 su bardağı haşlanmış nohut
  • sıvıyağ, kuru nane
Hazırlanması:
  • Tavuk kalçaları tencerede haşlayın
  • Haşlanan tavukları alıp suyuna makarnaları atıp haşlayın
  • Tavukları didikleyip makarnanın üzerine katın
  • Haşlanmış nohutunu katın
  • Derin bir kaba koyduğunuz yoğurdun üzerine 1 yumurta kırıp iyice çırpın.
  • Yoğurdun üzerine kepçe kepçe yemeğin sıcak suyundan koyup karıştırın. Yeterince sulanan yoğurdu yemeğin üzerine -yemeği karıştırarak- dökün. Bir süre karıştırarak pişirin. Kaynamadan altını kapatın.
  • Bir tavada yağı ısıtın, naneyi katıp altını kapatın
  • Yemeğin üzerine naneli sıvıyağı dökün.
Notlar:
  • Yoğurdu katarken ve kattıktan sonra yemeği karıştırmanız önemli, karıştırmazsanız yoğurt kesilir
  • Yağ olarak zeytinyağı kullanmayın, yoğurlu yemeklerde zeytinyağı yavan olur.

23 Ağustos 2010 Pazartesi

Yalancı Çerkez Tavuğu



Daha önce hiç çerkez tavuğu yememiştim ama Bursa'da Çiğdem'in yaptığı bu lezzeti o kadar çok beğendim ki en kısa zamanda ben de hemen denedim. Gerçekten çok güzel oluyor.

Bu tarifle Çiğdem 2009 yılında Lezita'nın yaptığı 'Tavuk Yemekleri Yarışması'nda dereceye girip Tavuk Yemekleri Kitabında yer almış.

YALANCI ÇERKEZ TAVUĞU

Malzemeler:
  • 1 bütün tavuk göğsü
  • 2 tane defne yaprağı
  • 4 tane karabiber
  • 2 su bardağı yoğurt
  • 2 yemek kaşığı mayonez
  • 4 diş sarımsak
  • 2 tane közlenmiş patlıcan(irice olursa iyi olur)
  • 2 yemek kaşığı galeta unu
  • 1 su bardağı ceviz
  • tuz,toz karabiber
  • Üzeri için;tereyağı ve kırmızı biber (istediğiniz miktarda)

Hazırlanması:
  • Tavuk göğsünü,defne yapraklarını ve tane karabiberleri iyice yıkayıp üzerini örtecek kadar su koyarak haşlıyoruz.
  • Diğer tarafta ceviz ,sarımsak ve tuzu incecik olacak şekilde rondoda çekiyoruz.
  • Patlıcanları da ayrıca rondoda çekerek inceltiyoruz.
  • Çukurca bir kapta yoğurt,mayonez,cevizli karışım,patlıcan ve galeta ununu iyice karıştırıyoruz.Karışım çok koyu olursa soğuyan tavuk suyuyla inceltebiliriz.
  • Haşlanmış tavuklarımızı soğutup küp küp doğruyoruz.(mutlaka bıçakla doğrayın.Öteki türlü iplik iplik pekte hoş olmuyor)
  • Bütün malzeme iyice karışana dek uğraşıyoruz.Karışımı servis yapacağımız tabağa alıp üzerine kırmızı biberli tereyağını gezdiriyoruz.

17 Ağustos 2010 Salı

Yufkalı, Lor Peynirli Omlet



Bu tarif ramazandan hemen önceki haftasonu kahvaltısından kalma ama sahur sofralarında da çok iyi olacağını düşünüyorum. Daha önce verdiğim yumurta pizzanın farklı bir versiyonu.

Tarifin orjinali Açık Büfe'den. Ben yıllardır yapıyorum bu tarifi ama artık göz kararı, elime ne geçerse koyuyorum. Buraya orjinal tarifi ekliyorum.

Yufkalı, Lor Peynirli Omlet

Malzemeler:
  • 1,5 adet hazır yufka
  • 4 yumurta
  • 1 su bardağı süt
  • 1 su bardağı lor peyniri
  • 2-3 adet sivri biber
  • 2 kaşık tereyağı
  • 1 adet kırmızı biber
  • tuz
Hazırlanması:
  • Sivri biberleri ince halkalar halinde doğrayalım.
  • Yumurtaları bir kaseye kırıp iyice çırpalım.
  • İçine süt, lor peyniri, yeşil biber ve tuz ekleyerek tekrar çırpalım.
  • Yufklaları elimizle küçük küçük kopararak yumurtaların içine atalım.
  • En son halka halka doğradığımız bir adet kırmızı biberi katalım.
  • Karışımı 5-6 dakika içini çekmesi için bekletelim.
  • Büyükçe bir tavaya tereyağını koyup eritelim. Üzerine karışımı dökelim. Orta ateşte pişirmeye başlayalım.
  • Altı kızaran omleti kapak yardımıyla çevirelim ve diğer yüzünü de kızartalım.
  • Pizza gibi dilimleyerek servis edelim.
Bu da Rabia ile ramazandan hemen önceki kahvaltı soframız..



29 Temmuz 2010 Perşembe

Bursa'dan Kalan Lezzetler...

Malum.. Bursa, Gaziantep kadar geniş mutfak kültürüne sahip değil. Ama tattığımız güzel lezzetlerden bahsetmesem olmaz.

İlk gün Çiğdem bana daha önce hiç yemediğim enginarı pişirmişti. Gaziantep'de pek bulunmadığı için (bazı marketlerde konservesi var ama onları almak istemedim) hiç deneme imkanım olmamıştı. Yemek güzeldi, ama işin açığı bloglarda çok övülen enginar lezzetini alamadım. Bence öyle aman aman aranacak bir sebze değil. Ama faydası için imkan buldukça yemeli tabi:)



Arkasından birkaç türbe gezdikten sonra Haraççıoğlu Medresesinde soluklandık. Dibek kahvelerimiz çok güzeldi. Bu kahvenin özelliği mangalda ısıtılan kumun üzerinde tek kişilik bakır cezvelerde pişmesi. Eee bu şartlarda lezzetini tahmin edersiniz...



2. günümüzde Çiğdem bize çok güzel bir kahvaltı sofrası hazırladı. Karadenizden gelen mısır unu ve Gaziantep'den getirdiğim antep peyniri ile yaptığı kuymağı ilk kez yedim. Börekçi Aziz'in kıymalı poaçaları ve tahinli pidesi, çiğdemin birbirinden güzel çeşit çeşit reçelleri ile yoğun geçecek günümüze sıkı bir hazırlık yaptık.



Akşam yemeğimizde Bursa'nın Pideli köftesini tatma imkanı bulduk. Temiz-nezih mekanı ve cana yakın karşılaması ile Hacıbey kebapçısı kuruluşu olan Yeşil Köfte'de hem lezzetli köftelerimizi yedik hem şıra içtik.

Ertesi günler yediklerimizin fotoğrafı yok maalesef:) Ama lezzetleri bahsedilmeyi hakediyor...

Kozahan'da oturup koruk suyu eşliğinde cevizli lokum,
Çiğdem'in tadı damağımda kalan yalancı çerkez tavuğunu,
Kebapçı İskender'de harika İskender kebabı
ve cantık yedik.

Çerkez tavuğu ve koruk suyu denenecekler listemde. En kısa zamanda yapıp sizinle de paylaşmak istiyorum.

Ve tüm bu lezzetlerin yanı sıra Bursa için önerilerim...

Teleferikle Uludağ'a çıkmak (biz yapamadık maalesef:( )
Tarihi çarşılarından havlu(özellikle ayak havluları çok güzel) ve bol çeşitli-kaliteli eşarplarından almak
Bıçak almak (biz unuttuk almayı, Çiğdem haberin olsun ;) )



Ve dönüşte Sabiha Gökçen..

27 Temmuz 2010 Salı

Yeşil Bursa

Geçen hafta uzaklara, güzel arkadaşlarımızın yanına tatile gittik. Önce 2 gün Gebze-Darıca ziyaretimiz oldu. Eşimin üniversiteden arkadaşına misafir olduk. Darıca küçük, güzel bir ilçe. Sahilinde gezip deniz havası aldık. Kısa ziyaretimizden sonra Bursa otobüsüne binip Bursa'ya geçtik. Otobüs Darıca-Yalova arasını araba vapuru ile geçti. Seyahatin içine vapur da girince daha zevkli oldu.



Bursa'da bizi Çiğdem misafir etti. Çiğdem'le dostluğumuz blog sayesinde oldu. Geçen sene ekimde Gaziantep'e geldiğinde tanışmıştık yüzyüze. Ama 1 sene bile geçmeden dostluğa dönüştü arkadaşlığımız. 4 gün Çiğdem'in evinde maaile misafir olduk. Çiğdem bize evsahipliğinin de ötesinde resmen annelik yaptı, üstelik hasta olduğu halde, üstelik çalıştığı halde. Biz ailecek bu durumdan o kadar etkilendik ki duygularımı kısacıkta olsa buradan da yazmak ve tekrar teşekkür etmek istedim.

Bursa çok güzel bir şehir, biz çok sevdik. Genelde tarihi türbe, medrese ve camiilerini gezdik. Maneviyatı ve güzelliği bol bir şehir.

Ulu camii, Emir Sultan, Yeşil Türbe ve camii, Tezveren Efendi, Somuncu baba, Osman Gazi ve Orhan Gazi türbeleri, Haraçcıoğlu medresesi, Muradiye medresesi şuanda aklıma ilk gelenler.

Ayrıca son gün Bursalı blogcularla da biraraya geldik. Uçağa yetişmek zorunda olduğumuzdan kısa oldu ama çok güzel bir buluşmaydı. Bursa'lı blogcular çok maharetli maşallah, boş gelmemiş, el yapımı güzel hediyeler getirmişlerdi.

Lafı daha fazla uzatmadan çektiğimiz yüzlerce fotoğraftan seçtiklerimi paylaşmak istedim..
























15 Temmuz 2010 Perşembe

Kayısı Marmelatlı Kek



Marmelatlara fena sardım şu sıralar. Evdeki fazla kayısıları değerlendirme maksatlı yapmıştım kayısı marmelatını aslında ama o kadar güzel oldu ki, bu keke koyduğumu öğrenince eşim bunu kekin içine koyup heba etme bir daha dedi (kek kötü olduğundan değil, marmelat çok güzel olduğundan:) Kekin üzerine veya ekmek üzerinde yemek için ve hatta kaşık kaşık yemek için harika oluyor.

Yaptığım marmelatları daha önce tarifini verdiğim çilek marmelatı gibi yapıyorum. Yarım ölçü şeker ve sadece 5 dk. kaynatma. Eğer fazla miktarda yapıyorsanız sıcakken kavanoza koyup ağzını sıkıca kapatıp ters çeviriyorsunuz. Soğuduktan sonra kolayca açamıyorsanız eğer marmelatınızı uzunca bir süre saklayabilirsiniz demektir. Ağzını açtıktan sonra buzdolabında saklamayı unutmayın!

Marmelatın etkisi ile mi bilmiyorum, içi yumuşak, lezzetli bir kek oldu.

Kayısı Marmelatlı Kek

Malzemeler:
  • 3 adet yumurta (yumurtalar küçükse 4 tane de olur)
  • 1 bardak şeker
  • 1/2 su bardağı kayısı marmelatı
  • 1/2 su bardağı süt
  • 3/4 su bardağı sıvıyağ
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket kabartma tozu
  • Aldığı kadar un (3-3.5 su bardağı kadar)
Hazırlanması:
  • Yumurta ve şeker, şeker eriyene kadar mikserle çırpın.
  • Üzerine sırasıyla marmelat, süt ve sıvıyağı koyarak çırpmaya devam edin. Vanilyasını ekleyin.
  • Un, kabartma tozunu bir kapta eleyip karıştırdıktan sonra sıvı karışıma döküp bir kaşıkla karıştırın.
  • Yağladığınız kalıba döküp 180 derece fırında yaklaşık 40-45 dk. batırdığınız bıçak temiz çıkana kadar pişirin.
Notlar:
  • Ben bu kek için yeni aldığım silikon kek kalıbımı kullandım. İlk kullanım olduğu için fırça ile sıvıyağ sürdüm. Ama normal kek kalıplarında hep katıyağ kullanırım. Keki rahat çıkarabilmek için kalıbı margarin ile yağlamak en iyisi.
  • Kalıptan rahat çıkarabilmek ve düzgün dilimlemek için kekin kalıpta soğumasını beklemelisiniz. Ben fırından çıkarır çıkarmaz ıslak bir bezin üzerinde tezgaha koyarım kalıbı, ilk sıcaklığı geçtikten sonra kalıptan kolayca çıkar. Ama dediğim gibi artık silikon kalıbım var, böyle bir sorunum kalmadı:)
  • Kek karışımının bir kısmını ayırıp kakao katabilirsiniz. Ben kako kattıktan sonra kıvam koyu olduğu için biraz da süt ekledim.
  • Kalan sade karışıma dövülmüş ceviz ekledim.

6 Temmuz 2010 Salı

Patlıcan Tavası

Diğer posta gelen yorumlarda teknik bir sorun oluştu, onay veremiyorum. O yüzden yeni bir post açtım. Diğerine yorum yapan arkadaşlardan özür diliyorum.



Yazın en çok tüketilen sebzelerinden biri patlıcan. Bu hali ise kızartması ile yapılan şakşukaya harika bir alternatif. Üstelik yağı azaltılarak diyet yemeği olarak bile tüketilebilir. Ama yağ azaldıkça lezzetinin de azalacağını unutmamak gerek.



Patlıcan Tavası

Malzemeler (2 kişilik):
  • 1 adet kemer patlıcan
  • 1 adet soğan
  • 1 adet domates
  • 1 adet dolmalık biber
  • 3-4 diş sarımsak
  • 1 tatlı kaşığı karışık salça
  • 1/2 çay bardağı zeytinyağı
  • 1/2 çay bardağı su
  • tuz, karabiber, pulbiber
Hazırlanması:
  • Patlıcanı alacalı soyup kızartmalık gibi halka halka doğrayın
  • Soğanı halka halka doğrayın
  • Domates ve biberi dörde bölüp doğrayın
  • Sarımsakları 2-3 parçaya doğrayın
  • Tüm malzemeyi yayacak büyüklükte bir tepsiye alın
  • Bir kasenin içinde salça, tuz ve baharatların üzerine suyu ve zeytinyağını ekleyip karıştırın.
  • Sosu malzemenin üzerine döküp elinizle harmanlayıp tepsiye yayın (patlıcanlar üst üste gelmesin)
  • 190 derece ısıtılmış fırında arada karıştırarak pişirin.
  • Sıcak veya soğuk servis edebilirsiniz.

23 Haziran 2010 Çarşamba

Çilek Marmelatı



Bizim evde kahvaltı sofrasında reçel tüketilmediğinden kaç yıl önce vazgeçtim reçel yapmaktan. Kahvaltıda tatlı birşeyler yenecekse eşim balı bense nutellayı tercih ediyoruz. Bu yüzden reçeller şekerlenip kalıyordu. Ama geçen sene dut ve böğürtlenden yaptığı marmelatlardan çok memnun kalınca(pastalarda kullanıyorum) bu sene değişik meyvelerin marmelatını yapmaya başladım. Çilek bunun başında geliyor.

Çilek marmelatını yapmak için Evcini ve Betül*'ün püf noktalarını dikkate aldım. Evcini çilek reçeli için yarım ölçü şeker kullanıyor, Betül ise marmelatını sadece 5 dakikada kaynatıyor. Böylece daha meyve tadı baskın harika bir marmelat oluyor. Ekmeğe ihtiyacınız yok, kaşık kaşık bile yiyebilirsiniz!

Çilek Marmelatı

Malzemeler:
  • 1 ölçü çilek (ölçü kg cinsinden)
  • 1/2 ölçü şeker
Hazırlanması:
  • Çileklerin saplarını ayıklayıp yıkayın
  • Çilekleri blendırdan geçirip şekerini ekleyin
  • Ocağa alıp kaynamaya başlayınca dakika tutun
  • Kaynadığı sırada oluşan köpükleri kaşıkla alın
  • 5 dakika sonra altını kapatın
Notlar:
  • Betül, kıvamının daha iyi olması için meyveyi çok bölmeden şekerle karıştırıp pişirdikten sonra blendırdan geçirmiş, ben önce blendırdan geçirip yaptım. Bir dahaki yapışımda öyle deneyeceğim.
  • Eğer az miktarda yapıyorsanız marmelatınızı soğuduktan sonra kavanazo koyup buzdolabında saklayabilirsiniz. Fazla mikarda yapıp uzun süre muhafaza edecekseniz altını kapattıktan sonra sıcakken kavanozlara koyup ağzını sıkıca kapatıp ters çevirin. Soğuduktan sonra kapağı açamayacak kadar sıkı tutmuşsa uzun süre bu şekilde saklayabilirsiniz demektir.
  • Bu marmelatı cheesecake, kek, sütlü tatlılarınızda meyve sosu olarak kullanabilirsiniz.
* Betül'ün blogunda eksimaya.com domainine yönlendirme var sanırım, şu sıralar Türkiye'den bazı domainlere ulaşım sıkıntısından dolayı Betül'ün blogu da açılmıyor. Eğer ulaşmak istiyorsanız şu adresi kullanabilirsiniz: http://www.hidemyass.com/ Açılan sitede "Hide my Ass" yazan butonun yanındaki kutuya şu adresi gireceksiniz: http://rusticfood.blogspot.com

15 Haziran 2010 Salı

Zahter



Zahter, bir tür dağ kekiği olan Thymus Longicaulis in Gaziantepde kullanılan ismi. Hatay ve Gaziantep yöresinde çokça kullanılan bir bitki.

Gaziantep'de özellikle çay olarak çok tüketilir. Kurutulmuş olan zahter, çay süzgecine konup üzerinden sıcak su geçirilerek çayı elde ediliyor. Bu çay demlenerek yapılmıyor çünkü çok acı oluyor.

Gaziantep'de ikinci olarak toz kahvaltılık olarak kullanılır. Bu kahvaltılık leblebi, karpuz çekirdeği, zahter ve bazı baharatların toz haline getirilip karıştırılması ile hazırlanıyor. Kahvaltıda yanında zeytinyağı ile ikram edilir. Ekmek önce zeytinyağı sonra bu zahterli karışıma batırılıp yenir. Şimdi bu karışımı bulmak çok kolay(internette kahvaltılık zahter olarak aratabilirsiniz), evde yapmak daha zahmetli. Ama tarifi merak ediyorsanız buradan bakabilirsiniz.

Hatay yöresinde taze zahter ile salatası yapılıyormuş. Ben denemedim ama internetteki tariflere göre, zahter, yeşil soğan, kırmızı biber ve maydanoz kıyılıp nar ekşisi ve tuz katılarak hazırlanıyor. Tam tarif için buraya bakmanızı öneririm.



Benim fotoğrafladığım ise taze zahterden yapılıp yine kahvaltılarda tüketilebilecek hali. Zahter tazeyken toplanıp dallarından ayıklanıyor ve zeytinyağlı bir karışımda 1 hafta kadar bekletiliyor. Daha sonra ister kahvaltılarda ekmeğinizi batırarak, ister zeytinlerinize katarak, ister maydanoz ve soğanla hazırladığınız piyazlarınızda kullanabilirsiniz. Yerken nar ekşisi de katabilirsiniz.

Malzemeler:
  • Taze zahter (dalları ayıklanıp yıkanmış)
  • Zahteri bastıracak kadar zeytinyağı (1-2 parmak geçebilir)
  • tuz
  • limon tuzu
  • toz kırmızı biber
Tüm malzeme bir kavanoza katılıp karıştırılır. 1 hafta kadar bekledikten sonra tüketebilirsiniz.

Not: Miktarı yukarıya yazmadım ama yaklaşık ölçü vermem gerekirse, yarım kglık konserve şişesini dolduracak miktarda ayıklanmış zahtere 1 çay kaşığı tuz, 1 çay kaşığı limontuzu, 1 tatlı kaşığı kırmızı biber yeterli gelir.

Bunlar da ilginizi çekebilir:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...